Semra Doll: son zamanlarda alışveriş ve yemek merkezine dönüşse de, Arap turist istilasına uğrasa da, kültürel mojosunu kaybetse de; hala aşağı yukarı yürümesini en çok sevdiğim cadde. asla vazgeçemem asla.
Semra Doll: gece 12'den sonra, buradan Göreme'ye yürümüşlüğümüz var. koruyucumuz Tombiş (sevdiğimiz ve peşimizi bırakmayan bi köpek) ve terliklerimizle. gayet güvenli ve heyecanlı bi yolculuktu diyebilirim.
Semra Doll: sanatçılar kasabası. burada her türden insan bi arada ve mutlu. Kızılırmak Köprüsü'nden geçip, parkta soluklanmayı ve üstüne kebap yiyip şişmanlamayı unutmayın.
Semra Doll: aslında terkedilmiş bi kasaba gibi görünse de, gizemli güzellikleri var. mesela közde kahve üstü bira içebileceğiniz küçük bi barı ve uygun pansiyonları. ayrıca vadi yürüyüşünün de çıkış noktası.
Semra Doll: akşam takılmak için en uygun yer burası. yemek ve bira eşliğinde dışarıdaki canlılığı izlemek ve sonrasında aralarına katılıp gezinmek priceless. not: Çin yemeği bile bulabilirsiniz.
Semra Doll: Kapadokya ruhunun kültür ve sanatla birleştiği hisar. özellikle Argos'un restore ettiği bölümler hem Anadolu şamanizmine uygun hem de tam bi sanat eseri. en güzel konserler burada izlenir, dinlenir.
Semra Doll: Aspendos kralının damat adayı ikiz kardeşlere, kızını ortadan ikiye ayırarak vermesi gibi grotesk bi hikayesi olmasına rağmen, dünyanın en estetik tiyatrolarındandır. akustiği ise dillere destandır.
Semra Doll: kaya bloklara oyulmuş kiliseler, freskler ve geometrik şekillerden oluşan açık hava müzesi. burada manastır hayatına ve turistliğin ne kadar güzel bi şey olduğuna dair fikir edinebilirsiniz.
Semra Doll: dağa oyulmuş, fantastik kilise. kiliseye ulaşmak için tırmanırken, dağda gördüğünüz manzara sizi büyüleyecek fakat içi tam bi harabe. neden? oyulmuş ikonalar, ilan-ı aşk edilmiş duvarlar yüzünden.